Gıdalarda Yapılan Hileler ve Dikkat Etmemiz Gerekenler.

”Gıdalarda Yapılan Hileler Nelerdir?” Son zamanlarda çokça gördüğümüz kaşar peynirine benzeyen ve üzerinde tost peyniri yazan paketleri görmüşsünüzdür, peki bu gerçekten eskiden olduğu gibi tostlarımıza koyduğumuz gerçek kaşar peyniri mi? Yoksa başka bir şey mi? Peki sevdiklerimize vitamin olsun diye aldığımız meyve sularında ne kadar meyve var hiç dikkat ettiniz mi? Evet bu gün yediğimiz gıdalar üzerinde yapılan küçük kelime oyunlarından ve içlerine katılan katkı maddelerinden bahsedeceğiz, yediklerimiz gerçekten vitamin deposu mu yoksa zehir deposu mu? Gelin birlikte inceleyelim.

İçeceğinizi alın ve başlayalım desemde bu videonun yanında muhtemelen gitmez, büyük olasılıkla evinize gelene kadar bir çok ticari işlemden geçmiş olması muhtemel. Neyse içeceği geçelim şimdi.

Ekşimeyen yoğurtlar, bozulmayan ketçaplar, birkaç saat içerisinde taş kesilen ekmekler ve daha sayamayacağımız yüzlerce temel gıda maddesi sizce de birşeyler ters gitmiyor mu? Yoksa fırtına öncesi sessizlik mi?

Örneğin birkaç tanesi bir arada olan kahveyi açtınız ve bardağınıza boşalttınız, sıcak suyu eklediniz ve kahveniz hazır, peki kahvenizi içmeden önce ne içtiğinizi bilmek ister misiniz.

Piyasada en yaygın kahvelerden birinin içeriği ile başlayalım.

11 gr lık pakette, %82 oranında kahve beyazlatıcı bulunuyor, peki süt tozu ile kahve beya<zlatıcı arasında ne fark var.

Kahve beyazlatıcı %81 diğer adı kahve kreması

Gerçek Süt tozu üretiminde süt, belirli sıcaklıktaki çeperlere püskürtülür ve kurutulur. Böylece süt tozu tamamen ineğin memesinden çıkan sütün kurutulması ile elde edilir. Kahve beyazlatıcıları ise süte göre besin değeri daha düşük olan veya hiç olmayan fabrika şartlarında çeşitli maddelerin karıştırılması ile yapılan ve içinde yalnızca süt aroması bulunan bir maddedir. Ve bu ürünün %81 lik kısmı bu maddeden oluşuyor.

Ayrıca içerisinde Glikoz şurubu diğer bir ifadeyle mısır şurubu bulunuyor, bazıları ise modifiye mısır nişastası olarak geçer bu daha da farklıdır. 1 kg mı 22,5 kg sofra şekerine denk gelir, yani oldukça karlı bu nedenle firmaların tercih sebebidir, ancak birçok uzman, başta kanser olmak üzere bir çok hastalığa neden olduğunu belirtmektedir.

Bir diğer katkı maddesi ise, Hidrojenize Bitkisel yağ

Bu ise, Sıvı halde bulunan yağların hidrojene edilerek katılaşması halidir, yani bu üründe margarin ya da katı yağ var denilebilir, peki ama kahvenin içerisinde yağın ne işi var?

Diğer katkı maddelerini ekranda görüyorsunuz, 11 gramlık bir kahve paketinde, 8,9 gramı Kahve Beyazlatıcısı 2 gr mı ise çözünebilir kahveden oluşuyor.

Yani sadece kahve olarak içmek istediğiniz bir üründe bile ismini dahi telaffuz edemediğimiz bir çok katkı maddesi bulunuyor.

Kahve Beyazlatıcısı (%81) [Glikoz şurubu, Tam Hidrojenize Bitkisel yağ (Palm), Asitliği Düzenleyici (Dipotasyum Fosfat, Sodyum Polifosfat, Trisdoyum Sitrat, Pentasodyum Trifosfat), Süt proteini, Emülgatör (Yağ Asitlerinin Mono ve digliseritleri, Yağ asitlerinin mono ve digliseritlerinin mono ve diasetil tartarik asit esterleri), Aroma vericiler (Krema ve süt), Topaklanmayı Önleyici (Silikon Dioksit), Renklendirici (Titanyum Dioksit), Sukroz], Çözünebilir Kahve, Aroma vericiler, Tuz.

Yediğimiz ekmekler, pastaneden aldığınız bir poğaça ya da bir simit yani unlu mamullerinin hemen hemen hepsinde, daha hacimli görünsün ve dik dursun diye içine katkı maddeleri katılıyor.

Zaten un haline dönüşürken daha dayanıklı olsun ve bozulmasın diye içerisinde ne kadar faydalı şey varsa alınıyor, örneğin rüşeym, bu ise, buğdayın alt kısmında bulunur ve besin değeri oldukça yüksektir, beyaz una dönüşmeden ayrıştırılır, faydaları saymakla bitmeyen rüşeym, kalp hastalıklarından, kas sağlığına, kanserden yaşlanmaya kadar, geniş bir etki mekanizmasına sahiptir. Bu nedenle ayrıca alıp tüketmenizde yarar var.

Bir diğer ürün ise, kaşar ve tost peyniri, bir çok kişi tost peynirinin kaşar peyniri olduğunu sanıyor, oysa gerçek çok daha farklı, 1 kg kaşar peyniri, 11 kg sütten üretilir, keçi koyun ve inek sütünden çiğ sütün mayalanması yoluyla elde edilir kalsiyum ve protein bakımından oldukça zengindir, ancak kaşar peyniri gibi görünen ve bir çok yerde kaşar peyniri yerine satılan bu ürün aslında eritme peynirdir, yani eritme peyniri kaşar görünümlü hale getirmişler, diğer bir ifadeyle doğan görünümlü şahindir, eritme peynir ise, yumuşak olmayan peynir çeşitlerine eritici tuzlar kullanılarak hazırlanan bir peynir türüdür, hatta 2. Sınıf peynirler, üretim aşamasında kusurlu olarak çıkmış penirlerde tost peynirinin içerisine girebiliyor, Bu peynirlerin protein değerini artırmak için süt proteini, soya proteini ve bitkisel yağlar ilave ediliyor.

En azından şimdi ne alacağınızı biliyorsunuz.

Meyve Sularındaki Tehlikeler

Peki ya meyve suları, sevdiklerimize çocuklarımıza vitamin deposu diye zorla içirdiğimiz meyve suları gerçekten meyve suyu mu? Tabiki hayır.

Herhangi bir meyve suyunu alın ve içindekiler bölümüne bakın, genellikle meyve oranı kısmında %10 – %20 oranlar yazar, peki geri kalanı, tabiki mısır şurubu ve diğer katkı maddeleri, hatta son zamanlarda bir çoğunda meyveli içecek yazmaya başladılar, yani çok az bir kısmı meyve geri kalanı katkı maddeleri, ama yalan söylemiyorlar gerçekten meyveli, ama ne kadar meyveli. Bu nedenle meyve suyu alırken, %100 ve şeker ilavesiz yazan ürünleri tercih edin, en azından bu şekilde daha sağlıklı.

Birde ürünlerin üzerinde renklendirici içermez diye kocaman harflerle yazıyorlar, sanki çok sağlıklı ve elimizden gelen herşeyi yapıyoruz izlenimi veriyorlar, renklendirici yok ama geri kalan her şey var, ayrıca mısır gevreklerini kahvaltıda yenilecek bir yiyecek gibi gösterip özendiriyorlar, tabiki hayır, böyle bir şey nasıl sağlıklı olabilir.

Paketli süt ürünleri, hepsi üzerine %100 doğal yazıyor, ama hepsinin tadı birbirinden farklı, sorsanız yedikleri gıdalara göre değişiyor derler, oysa çiftliklerde hepside aynı şeyi yiyor, peki neden farklı, çünkü içerisinde ne kadar yararlı şey varsa hepsi ayrıştırılıyor, yoğurtlarda öyle bir türlü bozulmak bilmiyor, yeni nesil gelişen teknolojinin yardımıyla bozulmayan ürün yapıldığını düşünüyor.

Sucuk ve salam ürünleri de pek masum değil, örneğin ısıl işlem görmüş yazan paketlerdeki sucuklar, sucuk kendi kendine doğal bir şekilde olgunlaşması gerekiyor, fakat ısıl işlem görmüş sucuklar, içindeki nem oranı belirli bir miktar azaltılana kadar ısıya maruz bırakılır, yani doğal bir şekilde değil de yapay olarak içerisindeki nem oranı azaltılır ve uzun süre olgunlaşması ve kuruması beklenmez, ancak fermente sucuk daha uzun sürede ve doğal bir şekilde olgunlaştırılır, arasındaki fiyat farkı zaten bundan kaynaklanmaktadır, ayrıca Salam, sosis, jambon gibi et ürünlerinde raf ömrünü uzatmak için nitrat ve nitrit tuzları gibi yöntemler uygulanıyor, bu ise bir çok hastalığa davetiye çıkarmaktır. bu ürünleri tercih ederken mutlaka etiket kısmını okuyun.

Çocuklarımıza aldığımız kek çikolata renkli şekerler ve içecekler, hepsi katkı maddesi kullanılacak şekilde üretiliyor. Yani Market raflarından alınan ambalajlı gıdaların hemen hemen hepsinde, bu katkı maddeleri mevcut.

İnsan doğasına aykırı hareket etmenin sonucu olarak, küçük yaştaki çocuklar bile kanser gibi hastalıklara yakalanır oldular, önceleri pek nadir rastladığımız bu hastalıklar şimdi çevremizde ailemizde ve her yerdeler, insanlar grip gibi kanser oluyor, çünkü bilinçsiz bir tüketim ve faydalıymış gibi gösterilen zehirler, ve denetim mekanizmasının yeterince çalışmaması.

Yani kısacası her şey o kadar yapay ve sahte ki saatlerce anlatılsa bitmez, bir çok tehlike market raflarında kol geziyor, ne şimdi ne de sonra bu kötülük hiçbir zaman bitmeyecek ve her zaman var olacak, bize düşen, bunlardan nasıl korunabiliriz, ve her aldığımızı ürünün etkiketini mutlaka okumalıyız, özellikle küçük punto ile yazılı olanları.